Makaleler

MASKE TAKMAMA CEZASINA İTİRAZ/ERKEN ÖDEME İNDİRİMİ/TAKSİTLENDİRME VE CEBRİ TAHSİLAT SÜREÇLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

24.12.2020

İmdat TÜRKAY

Gelir İdaresi Grup Başkanı

 

ÖZET

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre, idari para cezaları kabahat niteliğindeki fiillere uymayan vatandaşlara kesilmektedir. Para cezaları, adli para cezası ve idari para cezası olarak sınıflandırılmakta olup birbirinden farklı tahakkuk ve tahsilat süreçlerine tabi bulunmaktadır. Adli para cezası, mahkemeler tarafından verilmekte ve ödenmezse hapis cezasına çevrilebilmektedir. İdari para cezası ise, Kabahatler Kanunu’na riayet edilmediğinde vatandaşlara devletin idari kurumları tarafından uygulanmaktadır. İdari para cezaları çevreyi kirletmek, aşırı gürültü yapmak, afiş asmak gibi kabahat niteliğindeki eylemlerin sonucunda kesildiği için kişinin adli sicil kaydına işlenmemektedir. Ülkemizde, Koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında maske kullanımı zorunluluğuna ilişkin olarak 81 ildeki görevliler tarafından 22.06.2020 tarihinden bu yana bu kuralı ihlâl edenlere ülke genelinde uygulama birliği olacak şekilde 900 TL idari para cezası kesilmektedir. İdari para cezaları kabahat niteliğindeki fiillere uymayan vatandaşlara kesilmekte olup bu cezayı Devletin bakanlık, belediye, emniyet, valilik gibi idari kurumları kesmektedir.

Anahtar Kelimeler: Covid-19, Maske Takma, Kabahat, İdari Para Cezası, İtiraz, Erken Ödeme İndirimi, Taksitlendirme, Cebri Tahsilat.

 

GİRİŞ

2020 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan Kentinde başlayan ve hâlâ tüm dünyayı tehdit etmeye devam eden Covid-19 salgınından ülkemizi ve vatandaşlarımızı korumak ve salgının yayılmasını engellemek için alınan önlemlerden biri de maskesiz sokağa çıkma yasağı getirilmesi olmuştur. Koronovirüs salgını ile mücadele kapsamında işverenleri ve çalışanları ilgilendiren önemli karar ve uygulamaların olduğu bir dönemde biz vatandaşları çok yakından ilgilendiren bir konuda, tedbirler kapsamında sokağa çıkma yasağına ve maske kullanma zorunluluğuna uymayanlara kesilen idari para cezalarının tahsili konusudur.

İdari para cezaları, kanunlarda yer verilen kabahatlerle ilgili olarak idari merciler tarafından verilen cezalardır. Bu cezalar, Devletin bakanlık, belediye, emniyet, valilik gibi idari kurumları tarafından kesilen idari para cezası kapsamında olup idari para cezası ödenmezse cebri takibat işlemleri yapılabilmektedir. Kabahatler Kanunu’na riayet edilmediğinde vatandaşlara verilen cezalar idari para cezası mahiyetindedir. İdari para cezaları, vatandaşlar tarafından cezayı kesen kuruma gerekli itirazlar ve erken ödeme indirim talepleri yapıldıktan sonra, hareketsiz kalınması ve cezanın kesinleşmesi sonrasında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre cebri tahsilat yöntemleri uygulanmak suretiyle tahsil edilmektedir. Kabahat niteliğinde olduğu için idari para cezaları kişinin adli sicil kaydına (sabıka kaydına) işlenmemektedir.

Salgın süreci devam ederken İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il valiliğine 18.06.2020 tarihinde gönderilen talimatla, önce 22 Haziran 2020 tarihine kadar maske takma zorunluluğuna uymayanların uyarılıp bilgilendirilmesi istenmiş, bu tarihten sonra bu kurala uymayanlara ise ülke genelinde uygulama birliği olacak şekilde Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282'nci maddesi uyarınca 900 TL idari para cezası kesilmeye başlanmıştır. Salgının 2021 yılında da devam edeceğinin öngörülmesi ve kesilen idari para cezalarının tahsil edilmesi yönünde Cumhurbaşkanı tarafından ortaya konan irade sonrasında sokağa çıkma yasağına ve maske takma kuralına uyulmaması nedeniyle kesilen idari para cezalarının kesinleşmesi sonucunda bunların cebri takibat yoluyla tahsili işlemleri devam etmektedir.

 

1. Kabahatler Kanunu’na Göre Kesilen İdari Para Cezalarının Mahiyeti

30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda sayılan kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden oluşmaktadır. İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir. İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilmektedir. İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilmektedir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulmaktadır. Emre aykırı davranış nedeniyle Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesine göre, yıllık olarak belirlenen tutarlarda idari para cezası kesilmektedir. Düzenlemeye göre; yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye idarî para cezası kesilmektedir.

Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde, idarî para cezasının, ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilmektedir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilmektedir. Kabahatler Kanunu’na göre; çeşitli kanunlardaki hükümlere dayanılarak tatbik edilmesi öngörülen ve idarelerin düzenleme yapma ve ceza verme yetkileri gereğince verilen idari para cezalarının, özel kanunlarda belirlenen sürelerde ödenmemesi ve bu cezaların kesinleşmesi halinde, takip ve tahsil işlemlerinin 6183 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idarî para cezalarına ilişkin kesinleşen kararlar, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere, vergi dairesi müdürlükleri ile malmüdürlüklerine gönderilmektedir.  Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, 6183 sayılı Kanun’a göre kendileri tarafından tahsil edilmektedir. Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirmekte ve kişinin dava açma süresi içinde ödemesi halinde ise erken ödeme indirimi uygulanmakta ve cezanın dörtte üçü tahsil edilmektedir. İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.

 

2. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na Göre Kesilecek Cezalar

Maske takma zorunluluğuna uymayanlara 22.06.2020 tarihinden itibaren Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. maddesi gereğince, İçişleri Bakanlığı'nın talimatı doğrultusunda, ülke genelinde 900 TL idari para cezası uygulanmaya başlanmıştır. Geçmiş dönemlerde, sokağa çıkmama kuralına uymayanlara 3.150 TL, genel itaatsizlikten dolayı maske takmayanlara 392 TL idari para cezası uygulanıyordu. Ancak daha sonra ülke genelinde uygulama birliği sağlanması adına maske takma zorunluluğuna uymayan herkese 900 TL idari para cezası kesilmeye başlanmıştır. Ayrıca, Adalet Bakanlığı tarafından, bir sağlık kurumu tarafından koronavirüse yakalandığı saptanan kişinin, izole olması gerektiği halde karantina kurallarına uymamasının suç olduğu belirtilmiştir. Vatandaşların sağlığını bu şekilde tehdit eden kişinin, Türk Ceza Kanunu'nun 195. maddesine göre 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceği ifade edilmiştir. Yine aynı şekilde bulaşıcı hastalık şüphesiyle muayene ve tetkikat yapan sağlık personeline direnenler de Türk Ceza Kanunu'nun 195. maddesi kapsamında cezalandırılabilir. Belirtilen fiiller kapsamında kalmasa bile salgına karşı yetkili kurumların aldığı diğer tedbirlere uymayanlar, fiilin mahiyetine göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu uyarınca idari para cezasına çarptırılabilir.

 

3. Kendisine Maske Takmama Cezası Kesilenler Ne Yapacak?

Pandemi sürecinin daha uzun süreceğini düşündüğümüzde yüzbinlerce kişinin 900 TL idari para cezası ile karşılaşma durumu söz konusudur. Kendilerine ceza kesilen kişiler tarafından maskenin uygun şekilde kullanılmadığı veya takma zorunluluğuna uyulmadığı için uygulanan cezaya karşı; dava açma imkânının olup olmadığı, kesilen cezanın indirimli olarak veya taksitli olarak ödenip ödenemeyeceği ile şayet cezanın süresinde ödenmemesi durumunda cezaya faiz uygulanıp uygulanmayacağı veyahut cebri takibat yöntemleriyle cebri tahsilat yapılıp yapılmayacağı gibi birçok soru gündeme gelmektedir.

 

3.1. Maske Takmama Cezasına İtiraz Dilekçesi Nereye Verilecektir?

Koronavirüs kapsamında Kabahatler Kanunu uyarınca maske takmadan sokakta bulunan kişilere polis ve zabıta tarafından yapılan denetimler sonrasında kesilecek olan 900 TL idari para cezasına kişinin itiraz etme hakkı bulunmaktadır. 5326 sayılı Kabahatler Kanuna göre; idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi (anlatma, bildirme) tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir. 

 

3.2. Cezaya Karşı Peşin Ödeme İndiriminden Yararlanmak İçin Başvuru Süresi Nedir?

İdari para cezası uygulanan kişiler, karar tutanağının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde bulunduğu yerdeki sulh ceza mahkemesine itiraz edebilir veya bu süre içerisinde cezanın dörtte üçünü (3/4) ödeyebilirler. Yani, dava yoluna başvurmadan önce idari para cezası dörtte bir (1/4) oranında indirimli olarak ödenebilmektedir. Özetle, uygun bir şekilde maske takma zorunluluğuna uymayanlara veya maske takmayanlara kesilen 900 TL idari para cezası peşin ödeme indiriminden faydalanılarak 675 TL olarak ödenebilmektedir. Yani peşin ödemede %25 oranında indirim yapılmakta ve 900 TL cezanın 225 TL’si alınmamaktadır.

 

3.3. 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’na Göre Taksitlendirme

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre, kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde, idarî para cezasının, ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir. Taksitlendirme talebi kabul edilen borçlular; dört eşit taksit halinde ve birinci taksit idari para cezasının kanuni ödeme süresi içinde, geri kalan üç taksiti ise idari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde idarece belirlenecek sürelerde ödeyeceklerdir.

Yapılan taksitlendirmelerde teminat (güvence) ve tecil faizi (erteleme faizi) aranılmamaktadır. Bu yöntem, cezaya muhatap olanlar açısından riski en az olan ödeme yöntemlerinden biridir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idari para cezasının kalan kısmı muaccel hale gelecek ve tahsil için durum genel bütçeye gelir kaydedilecek idari para cezaları için ilgili vergi dairesine bildirilecektir. Genel bütçeye gelir kaydedilmeyen idari para cezalarında ise muaccel hale gelen para cezasının ilgili kanunlar uyarınca tahsile yetkili mercilerce takip ve tahsil işlemlerine başlanacaktır. Genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil edilebilmesi için, bu cezalara ilişkin idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi gerekmektedir. Taksitlendirme uygulaması dava açmayı engellememektedir. Dolayısıyla, taksitlendirilen idari para cezası hakkında dava  açılmış ve yargılama sürecinde ödenmesi gereken taksitlerin süresinde veya tam olarak ödenmemiş olması halinde, ödenmemiş olan bu taksit tutarlarının muaccel hale geldiği gerekçesiyle takip işlemlerine başlanılmasına, idari yaptırım kararı kesinleşmediğinden, kanunen imkân bulunmamaktadır.

 

4. İdari Para Cezalarının Cebri Tahsilat Süreci

Genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezası uygulayan idarelerce, kanuni ödeme sürelerinde ya da kesinleşme süresi içerisinde tahsil edilemeyen ve kesinleşen idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarının, 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil edilmek üzere görevli vergi dairelerine gönderilmesi üzerine vergi dairelerince;

  • İdari yaptırım kararının kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ve kesinleşmeden önce tahsil için intikal ettirilmiş kararlar bulunması halinde, bu kararların işleme alınmayarak ilgili idareye geri gönderilmesi,
  • İdari para cezalarının takibine, 6183 sayılı Kanun’un 55’inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin tebliğiyle başlanılması,

gerekmektedir. Her türlü kamu alacağında cebri tahsilat süreci ödeme emrinin tebliği ile başlamakta olup amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiği bir "ödeme emri" ile tebliğ edilmektedir. Ayrıca, idari yaptırım kararının kesinleşme tarihi, idari para cezasının zamanaşımının başlangıç tarihi olduğundan, kesinleşme tarihinin vergi dairesi kayıtlarında ayrıca izlenmesi gerekmektedir. 6183 sayılı Kanun’a göre beş yıllık tahsil zamanaşımı olduğundan bu sürenin başlangıç tarihi son derece önemlidir.

 

4.1. İdari Para Cezaları ile İlgili İşlemler

İdari para cezalarıyla ilgili olarak yapılacak işlemlerde, Kabahatler Kanunu’nda yer alan hükümler ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bu konuda yapılan düzenlemeler dikkate alınmaktadır. Öncelikle kişilere kesilen bu cezaların takip ve tahsile yetkili vergi dairesi tarafından yapılması sağlanır ve bunun için idari yaptırım karar tutanaklarının mutlaka ilgili vergi dairesi müdürlüğüne gönderilmesi gerekir. Kabahatler Kanunu’na göre, vergi dairesi müdürlüğünce genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezalarının takip ve tahsili yapılacağından, tahsil edilmek üzere gönderilen idari para cezalarının genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken bir ceza olup olmadığı tespit edilir. 6183 sayılı Kanun’a göre cebri takip ve tahsilat sürecinin başlayabilmesi için, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği ile ödeme süresinin geçip geçmediğinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Kesinleşmeyen idari para cezalarına cebri tahsilat hükümleri uygulanamaz. Kesinleşmiş ve ödeme süresi geçmiş olan idari para cezalarının takip ve tahsili işlemlerine başlanır. Kesinleşmediği veya ödeme süresinin geçmediği anlaşılan idari para cezası kararları, idari para cezasını vermiş olan ilgili idareye iade edilir. Yapılan taksitlendirmeye ilişkin taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi durumunda idari para cezasının kalan kısmının takip ve tahsili vergi dairesi müdürlüğünce yapılacaktır.

 

4.2. 6183 Sayılı Kanun’a Göre İdari Para Cezalarının Taksitlendirilmesi

İdari yaptırım kararı kesinleştikten sonra idari para cezasının tahsili için taksitlendirme talebi vergi dairesine/malmüdürlüğüne yapılmalıdır.  İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yolunun kapanması sonucunda kesinleşen ve belirlenen süreler içerisinde ödenmeyen idari para cezaları takip ve tahsil edilmek üzere 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairesi müdürlüklerine veya malmüdürlüklerine gönderilmektedir. Tahsil edilmek üzere ilgili tahsil dairesine aktarılan idari para cezaları için yazılı olarak veya elektronik ortamda interaktif vergi dairesi (https://ivd.gib.gov.tr) aracılığıyla tecil-taksitlendirme başvurusu yapılabilmektedir. Vergi dairesi, adına ceza kesilen kişi tarafından talep edilmesi halinde, 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre tecil ve taksitlendirme talebinde bulunabilir. Vergi idaresi, idari para cezasını müracaat tarihinden itibaren 36 ayı aşmamak üzere yıllık %15 tecil faiz oranı uygulayarak taksitlendirebilmektedir.

 

4.3. Süresinde Ödenmeyen İdari Para Cezasına Gecikme Zammı Uygulanacak mı?

İdari para cezasının ödeme süresi karar tutanağının tebliğinden itibaren bir aydır. Süresinde ödenmeyen cezalar 6183 sayılı Kanun hükümüne göre takip ve tahsil edilir. Kamu alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 1,6 oranında gecikme zammı uygulanmaktadır. Gecikme zammı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı uygulanmaz. Dolayısıyla, süresinde ödenmeyen idari para cezalarına gecikme zammı uygulanmamaktadır. Sadece, bir aylık vade verildikten sonra süresinde ödenmemesi durumunda cebri tahsilat süreci başlayacağından, teminat gösterme ve haciz tatbik işlemleri başlayabilmektedir. Bu durumda, örneğin maske takmama cezası olarak 900 TL kesilen ve takibata başlanan bir idari para cezası 5 yılllık tahsil zamanaşımı süresi içinde ne zaman tahsil edilirse edilsin, gecikme zammı uygulanmadan 900 TL olarak ödenecektir.

 

4.4. İdari Para Cezasının Ödeme Yöntemleri

Kolluk birimleri tarafından düzenlenen ve kesinleşen idari para cezaları malmüdürlüklerine ya da vergi tahsilatına yetkili vergi dairelerine ödenebilmektedir. Şayet idari para cezası belediye tarafından düzenlemiş ise belediye birimlerine ödenmesi gerekmektedir. Ödeme safhasına gelen ceza tutarı vergi dairesi tarafından tahakkuk fişi düzenlenerek kayıtlara işlenmişse interaktif vergi dairesinde (https://ivd.gib.gov.tr) borç bilgileri arasında gözükmekte olup, banka kartı veya kredi kartı ile ödenebilmektedir. İnteraktif vergi dairesinde borç bilgileri ekranında ceza bedeli gözükmüyorsa, ceza tutarının tahakkuk ettirilmesi için vergi dairesine bizzat başvurulması veya interaktif vergi dairesi aracılığıyla elektronik ortamda dilekçe gönderilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 442 seri no.lu Tahsilat Genel Tebliği’ne göre cezanın taksitlendirilmesi veya indirimli olarak ödenmesi kanun yoluna başvuru hakkını yani dava açma hakkını engellememektedir. Maske takmama sonucunda idari para cezası olarak vatandaşlara kesilecek olan 900 TL cezanın kesinleşmesinden sonra sorgulanması interaktif vergi dairesi üzerinden yapılabilecek ve ödenebilecektir.

 

4.5. İdari Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı ve Ölüm Halinde Cezanın Kalkması

Kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Ancak, para cezalarına ait özel kanunlardaki zamanaşımı hükümleri saklıdır. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler ise kabul edilir. 6183 sayılı Kanun’da adli ve idari para cezalarının amme borçlusunun ölümü halinde terkin edilip edilmeyeceği hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 372. maddesine göre, “Ölüm halinde vergi cezası düşer”. Ayrıca, özel kanunlarda hüküm olmasa dahi esas olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (1982 Anayasası) “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38’inci maddesinde yer alan hükme göre, “ceza sorumluluğu şahsidir.” Anayasa’nın bu hükmü ile şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli gerekse idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak infaz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır.

Diğer taraftan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hükümlere göre, ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Buna göre, 1982 Anayasası’nın 38’inci maddesi hükmü ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer verilen hükümler nedeniyle, cezaya muhatap kişinin ölümü halinde mahkemeler tarafından verilen adli para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi gerekmektedir. İdari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda, cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde idari para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde ayrıca bir hüküm bulunmaması koşuluyla, Anayasa’nın 38’inci maddesinde yer verilen "cezaların şahsiliği" ilkesi gereğince, bu idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, adına ceza kesilen kişinin ölümü halinde (900 TL maske takmama cezası) tahakkuk kayıtlarından silinmesi gerekmektedir.

 

SONUÇ

Tüm dünyayı ve ülkemizi her yönden olumsuz etkileyen Koronavirüs salgınından en az maliyetle çıkabilmek için Devletin yetkili organlarının ortaya koyduğu kurallara uyulması vatandaşlar olarak hepimizin ortak görev ve sorumluluğunda bulunmaktadır. Salgına karşı yetkili kurumların aldığı diğer tedbirlere uymayanlar, fiilin mahiyetine göre Kabahatler Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu uyarınca idari para cezasına çarptırılabilmektedir. Belki de bu cezalar, salgının yayılmaması için kurala uyan ve uymayan kişiler arasındaki farkın ortaya konması için son derece doğru uygulamalardır. Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da belirtildiği üzere, karantina tedbirlerine uymamak ve salgınla mücadeleyi engellemek açık olarak suçtur. Bakanlık tarafından yapılan paylaşımda, bir sağlık kurumu tarafından koronavirüse yakalandığı saptanan kişinin, izole olması gerektiği halde karantina kurallarına uymamasının suç olduğu belirtilmiştir.

Salgın sürecinin ülkemizde başladığı mart ayından bu yana kişilere, kolluk kuvvetleri tarafından, sokağa çıkma yasağına uymamadan dolayı 3.150 TL, genel itaatsizlikten dolayı 392 TL ve uygulama birliği sağlanması açısından ise son dönemlerde maske takmamadan dolayı 900 TL idari para cezası kesilmektedir. İdari para cezası uygulanan kişiler, karar tutanağının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde bulunduğu yerdeki sulh ceza mahkemesine itiraz edebilir veya bu süre içerisinde cezanın dörtte üçünü (3/4) ödeyebilirler. Cezanın tamamını tek seferde ödeyecek ekonomik durumu olmayan kişiler, bir aylık ödeme süresinde yaptırım kararını veren idareye taksitli ödeme taleplerini iletebilirler. Kesinleştiği halde ödenmeyen idari para cezası için, vergi dairesi tarafından ödeme emrinin tebliği sonrasında taksitlendirme başvurusu yapılabilmektedir. Taksitlendirme taleplerinin kabul edilmesi vergi dairesinin/malmüdürlüğünün inisiyatifinde olacağından, başvurunun geciktirilmemesi başvuru sahibinin lehine olacaktır. Süresinde ödenmeyen idari para cezasına gecikme zammı işlememekte, ancak cebri takip işlemlerinin sonucunda haciz uygulamasıyla karşılaşmamak için ödemenin süresinde yapılması önem taşımaktadır.

 

NAZALI VERGI & HUKUK

info@nazali.com

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, hukuki görüş ve tavsiye niteliğinde olmayıp, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir; bu sebeple belirtilen konularda bir aksiyon almadan önce, bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. NAZALI’ya işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz